Cumhurbaşkanlığı tarafından yayımlanan "İş Yerlerinde Psikolojik Tacizin Önlenmesi" genelgesi, iş yerlerinde çalışanların psikolojik tacize karşı korunması için önemli bir adım olarak değerlendiriliyor.
İş Yerlerinde Psikolojik Tacizin Önlenmesi" genelgesi Resmi Gazete'de yayımlandı. Cumhurbaşkanlığı tarafından yayımlanan "İş Yerlerinde Psikolojik Tacizin Önlenmesi" genelgesi, iş yerlerinde çalışanların psikolojik tacize karşı korunması için önemli bir adım olarak değerlendiriliyor. Ancak, Sahim-Sen Başkanı Özlem Akarken, bu genelgenin yeterli olmadığını ve psikolojik tacizin (mobbing) önlenmesinin ancak kapsamlı bir yasal düzenleme ve uluslararası standartların benimsenmesiyle mümkün olabileceğini ifade etti.
"İş Yerlerinde Psikolojik Tacizin (Mobbing) Önlenmesi ile İlgili 2025/3 Sayılı Cumhurbaşkanlığı Genelgesi", Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan imzasıyla Resmi Gazete'nin yeni sayısında yayımlandı. Cumhurbaşkanlığı tarafından yayımlanan genelgede, çalışanların iş yerlerinde daha sağlıklı, güvenli ve huzurlu bir ortamda çalışmalarının sağlanması amaçlanmış ve psikolojik tacizle mücadele için çeşitli tedbirler alınacağı ifade edilmiştir. Sahim-SEN Başkanı Özlem Akarken, bu genelgenin yalnızca yüzeysel bir çözüm sunduğunu, psikolojik tacizin önlenebilmesi için kapsamlı bir Mobbing ile Mücadele Kanunu’nun çıkarılması gerektiğini söyledi.
"MOBBİNG İLE MÜCADELE İÇİN DAHA FAZLA ÇABA GEREKİYOR"
Özlem Akarken, Cumhurbaşkanlığı tarafından yayımlanan "İş Yerlerinde Psikolojik Tacizin (Mobbing) Önlenmesi" genelgesini değerlendirerek, psikolojik tacizin önlenmesi için atılacak adımların daha kapsamlı ve etkili olması gerektiğini ifade etti. Akarken, 2011 yılında yayımlanan benzer bir genelgenin ardından bu yeni düzenlemenin de yalnızca yüzeysel tedbirler aldığını belirterek, "Mobbing ile mücadelede gerçek çözüm, yalnızca genelgelerle sağlanamaz. Bizim beklentimiz, Mobbing ile Mücadele Kanunu’nun çıkarılması ve ILO 190 sayılı Çalışma Hayatında Şiddet ve Tacizin Önlenmesi Sözleşmesi'nin onaylanmasıdır. Bu adımlar, iş yerlerinde psikolojik tacizin kökenlerine inmeyi ve bu sorunu kalıcı olarak çözmeyi sağlayacaktır" dedi.
Mobbing, Güçsüzlüğün ve Liyakatsizliğin Sonucudur!
Psikolojik tacizin aslında güçlü olmak yerine güçsüz ve korkak olmanın bir göstergesi olduğunu vurgulayan Özlem Akarken, “Baskı, tehdit ve yıldırma gibi yöntemler, aslında güçlü kişilerin değil, zayıf kişilerin davranışıdır. Gerçek liderler, bilgileri ve dürüstlükleriyle etki yaratırken, zorbalıkla bunu başarmaya çalışmazlar. Bu tür davranışlar, sadece zayıflığı ve korkuyu yansıtır” dedi.
Gerçek Çözüm, Yasal Düzenlemelerle Sağlanabilir
Mobbing ile Mücadele Kanunu’nun çıkartılmasının ve ILO 190 sayılı Çalışma Hayatında Şiddet ve Tacizin Önlenmesi Sözleşmesi’nin onaylanmasının önemini yineleyen Akarken, “Bu tür düzenlemeler, iş yerlerinde psikolojik tacizi kökeninden çözmeye yönelik adımlar atılmasını sağlar. Bu genelge, geçici çözümler sunuyor ancak gerçekten etkili olabilmek için derinlemesine bir yasal reform gerekmektedir” şeklinde konuştu.
Taleplerimiz Etkili Yasal Düzenlemeler
Genelgenin önemli bir adım olmasına rağmen, yalnızca psikolojik tacize karşı tedbirleri artırmanın yeterli olmayacağını ifade eden Akarken, "Gerçek çözüm, kapsamlı ve etkin bir yasal düzenleme ile sağlanabilir. Mobbing ile Mücadele Kanunu’nun çıkarılması ve ILO 190 sayılı sözleşmenin onaylanması, bu sorunun köklü bir şekilde çözülmesi için bir zorunluluktur. Ayrıca, psikolojik tacize maruz kalan çalışanların kolayca başvurabileceği bir destek mekanizması oluşturulmalıdır." dedi.
Akarken, iş yerlerinde psikolojik tacize karşı alınacak tedbirlerin yalnızca yasal çerçevelerle değil, toplumsal bilinçlenme ve kültürel dönüşümle de desteklenmesi gerektiğini belirterek tüm kurum ve kuruluşların bu sorumluluğu büyük bir ciddiyetle üstlenmesi gerektiğini ifade etti.