“Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı Hüseyin Baş partisinin Karabük il kongresine katıldı. BTP lideri Hüseyin Baş’ın açıklamalarını satır başları şöyle;
“Gerçek sorun açlık ve sefalet…”
“Bu ülkenin gerçek sorunu açlıktır, sefalettir, geçimsizliktir. Bu ülkenin sorunu budur ama iktidarla muhalefet el ele vermiş bizim açlığımızı, sefaletimizi unutturmak için önümüze saçma sapan sorunlar servis ediyor. Kardeşim açız, aç! Dilenci yazar açar ya ‘açız’ diye, şu an toplumun hepsi bu duruma gelmiş. Bu ülkede yoksulluk sınırı 66 bin lira olmuş. Şu salonda kaç kişinin evine ayda 66 bin lira geçiyor. Yoksulluk sınırının 66 bin lira olduğu yerde asgari ücret 17 bin lira. Şubat’ta yoksulluk sınırı 80 bin lira olacak, en cömerdi ‘Asgari ücret 30 bin lira olsun’ diyor. Böyle bir ekonomi, böyle bir anlayış, böyle bir mantık olabilir mi. Ama sizler, ben biliyorum ki size en az parayı kim veriyorsa ona oy vereceksiniz. O yüzden, ‘Asgari ücreti artırmayalım, düşürelim’ diyorum. Bugün o büyük ekonomistler de çıkıp, ‘Asgari ücret artarsa ekonominin dengesi bozuluyor, enflasyon oluyor’ demiyor mu? Hükümet de, ‘Asgari ücret artarsa batarız’ diyor. O zaman düşürelim, niye artırıyoruz? Mesela 15 bin yapalım!
“Neymiş efendim, EYT çıkınca ülke batmış!”
Neymiş efendim, EYT çıkınca ülke batmış! Eğer EYT’yi çıkardın diye ekonomi battıysa en düşük emekli maaşı şu anda 12 bin 500 lira ve sen emekli maaşını arttırınca bütçe yapamıyorsan, ülke batıyorsa emekli maaşını da ben teklif ediyorum bir dahaki sene 5 bin lira yapalım.
“Devleti bölme hususunda işbirliği yapmış vaziyetteler”
Sayın Mansur Yavaş, ‘Cumhuriyet Halk Partisi'nin altı okundan bir tanesi milliyetçiliktir. Ben de Atatürk milliyetçisiyim. Bazıları bunu unutuyorlar’ dedi. Sayın Yavaş çok doğru bir şey söyledi ama biraz eksik söyledi. Çünkü o bazıları Cumhuriyet Halk Partisi'nin devletçiliğini de unutmuş vaziyette. Devlet diye bir kavram var ve şu anda hem iktidar olanların, hem iktidara namzet olanların devlet diye bir hassasiyeti kalmamış durumda. Devleti yaşatmak gibi bir derdi olmayan insanlar…. Hatta adamlar devleti bölme hususunda işbirliği yapmış vaziyette. Bu ülkede deprem oldu, 11 şehir yerle bir oldu bu konuda ittifak edemeyen siyasiler Apo ile görüşme söz konusu olunca ittifak ettiler. Bunu nasıl başardılar? Bu ülkede yer yerinden oynadı, bir sürü mesele oldu ittifak edemediler ama söz konusu Apo olunca, söz konusu terörle müzakere olunca ittifak etmeyi başardılar.
Özgür Özel’e Atatürk ve Avrupa Birliği cevabı
Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Sayın Özgür Özel, “Biz ülkemizi muasır medeniyetler seviyesine yükselteceğiz çünkü Atatürk böyle diyor’ diyor. Atatürk böyle demiyor. Atatürk diyor ki; muasır medeniyetler seviyesinin de üstüne yükseleceksin! Sizin hedefiniz problemli. Yine, ‘Muasır medeniyetler seviyesine yükselmek için de kişi başına yıllık 50 bin dolar gelir elde edeceğiz ve bunu da Avrupa Birliği'ne girerek elde edeceğiz. Atatürk böyle yaptı’ diyor. Yahu kardeşim, Atatürk Avrupa Birliği dediğin ülkelerle savaşarak yaptı bunu, onunla birlik olarak değil. Bir türlü anlatamadık; bu ülkenin tarımı bitti, hayvancılığı bitti, sanayisi bitti, ekonomisi bitti, eğitimi bitti. Niye bitti? Avrupa Birliği'ne gireceğiz diye bitti. Haberiniz var mı? Avrupa Birliği’ne gireceğiz diye ‘tarım yapamazsın’ dediler yapmadık, ‘hayvancılık yapamazsın’ dediler yapmadık, ‘sanayiye yatırım yapamazsın’ dediler yapmadık. Çünkü biz Avrupa Birliğine girmek istedik. Size çok net bir şey söyleyeyim; Biz Bağımsız Türkiye Partisi olarak sizleri Avrupa Birliği kapılarında süründürmeyecek tek partiyiz. Benden bir iktidar projesi istiyorsanız size şunu rahatlıkla söyleyebilirim; sizi o kapılarda süründürmeyeceğiz, yolumuza bakacağız, geleceğimize bakacağız, gençlerimize bakacağız.
‘Uluslararası dilencilik yapılıyor’
Şimdi çıkmışlar Sayın Mehmet Şimşek bakanımız, bir öncekinin gözünden ışık çıkıyordu bunun her yerinden ışık fışkırıyor maşallah ışıl ışıl. ABD ile IMF ile görüşüyor bilmem nerede kimle görüşüyor. Ne diyoruz biz buna; uluslararası dilencilik! Ben başka bir ülkenin Maliye Bakanını sağda solda böyle turlarken hiç görmedim anca bizimkiler bu işi yapıyor, sağda solda turluyor.
“Topraklarımıza olan aidiyetlerimiz yok edilmeye çalışılıyor”
Şimdi öyle bir durumdayız ki mühendis Avrupa'ya gidiyor, iş insanı Avrupa'ya gidiyor, işsiz Avrupa'ya gidiyor. Herkes Avrupa'ya gitmenin peşinde. Herkes Avrupa'ya gittiği zaman bu ülkede kim kalacak? Hiç kimse kalmayacak. Yani bu da aslında bu ülkeyi bölmek isteyen iradenin oynadığı oyunun bir parçasıdır. Topraklarımıza olan aidiyetlerimiz de yok edilmeye çalışılıyor. Nasıl yok edecekler? Eğer bir zenginlik olursa biz ülkemizden, toprağımızdan vazgeçer miyiz? Hayır! Sefalet içinde, açlık içinde bizi bırakıyorlar ki biz bir yerlere kaçalım, bir yerlere gidelim, hayatımızı orada kuralım! Bakın ülkeden o kadar çok insan gitti ki bunların 50 sene, 100 sene sonraki nesilleri Türkçe bilmeyecek. Bugün Avrupa'da vefat eden Türk kardeşlerimizden bazıları oradaki gayrimüslimlerin mezarlarına defnediliyor, durum buna gelmiş.
“Aidiyetlerimiz elimizden alınınca ülke bölünmeye müsait hale gelecek”
Şimdi bizim bu aidiyetlerimiz elimizden alınınca artık ülke bölünmeye ve parçalanmaya çok müsait hale gelecek. Şimdi bize düşen buna bir dur demektir. Biz yarın çocuklarımız rahat etsin istiyorsak bugün biraz rahatsız olmak zorundayız. Çalışacağız, çabalayacağız, gayret göstereceğiz ve kötü gidişata dur diyeceğiz. Eğer biz bu kötü gidişata dur demezsek yemin ediyorum bu ülkede buna dur diyecek hiçbir irade ne yazık ki yok arkadaşlar.”