Son dönemde zayıflama konusunda iğneler, kahve ve çay türü içecekler, bitkisel karışımlar ve internet üzerinden satılan hızlı kilo verdirme takviyeleri gündemde geniş yer buluyor. Bu ürünlerin pek çoğu, kısa sürede hızlı sonuç vadederek toplumda “kolay kilo verme” algısını güçlendiriyor. Ancak uzmanlara göre kilo yönetimi, yalnızca kilo rakamını düşürmek değil, sağlığı koruyarak, sürdürülebilir değişim sağlamak anlamına geliyor.

Kilo vermeye yönelik kestirme yolların popülerleşmesinde en büyük etken, hızlı sonuç alma isteği. Ancak bu yöntemlerin ortak noktası, kilo alımının altında yatan temel sebebi çözmemesi. Uzm. Dyt. Esra Öztürk, “İğne, kahve veya çay gibi yöntemlerle vücut geçici olarak kilo kaybedebilir ancak sorun çözülmediğinde kilo geri döner. Bu yöntemler gerektiği durumlarda, kişiye özel ve uzman kontrolünde uygulanmadığında ciddi sağlık sorunlarına da sebep olabilmektedir.” diyerek konunun özünü özetliyor.
Sebebi bulmadan sunulan çözümler kalıcı olmaz
Uzmanlar, bu ürünlerin görünürde farklı olsa da aynı mekanizma üzerinden “sonucu bastırıp sebebe dokunmadığını” vurguluyor. Zayıflama iğneleri iştahı baskılayabilir, kahveler metabolizmayı kısa süre hızlandırabilir, bitkisel karışımlar ödem azaltabilir, fakat tüm bu etkiler geçicidir ve yöntemin bırakılmasıyla beraber kilo artışı yeniden başlayabilirKilo alımının temel nedenleri kişiden kişiye değişiklik gösteriyor. Hormonal dengesizlikler, insülin direnci, tiroid bozuklukları, stres, yetersiz uyku, düzensiz beslenme, metabolik yavaşlama veya bağırsak sağlığı gibi pek çok etkenin değerlendirilmesi gerektiğine dikkat çekiliyor. Uzm. Diyetisyen Esra Öztürk, “Bu kadar çok değişken varken herkese aynı ürünün önerilmesi tıbben doğru değildir,” diye belirtiyor.
Hızlı kilo verme vaadiyle sunulan bazı ürünler ise yalnızca etkisiz kalmakla sınırlı değil, sağlık açısından risk de barındırabiliyor. Aşırı kafein içeren zayıflama kahveleri çarpıntı ve tansiyon yükselmesine yol açabilirken, bitkisel olarak pazarlanan karışımların içeriğinde bildirilmeyen kimyasallar bulunabiliyor. İnternet üzerinden satılan takviyelerde ise sahte veya denetimsiz içerik riski daha yüksek. Ayrıca günümüzde kullanımı kontrolsüzce artan ve amacı dışında da kullanılan zayıflama iğnelerinin bulantı, kusma, baş ağrısı ve kabızlık gibi birçok yan etkisinin olmasının yanında kalp, karaciğer ve pankreas sağlığı üzerinde de ciddi riskler oluşturabileceği belirtiliyor. Verilen kiloların ise kas kaybından olabileceği de unutulmamalıdır.Bu nedenle uzmanlar, “zararsız görünen” ürünlerin bile yanlış beklenti yarattığı konusunda hemfikir. Hızlı kilo vermeyi hedefleyen yöntemler, vücudun genel sağlığını bozabilir, uzun vadede metabolizmayı yavaşlatabilir. Sonuç olarak, verilen kilonun geri alınmasının yanında sağlığınız da olumsuz etkilenebilir.
Kalıcı Kilo Kaybı İçin Üç Bilimsel Adım
Kalıcı ve sağlıklı kilo vermenin doğru analiz ve uzun vadeli yaşam alışkanlıklarında yattığını belirten Uzm. Diyetisyen Esra Öztürk atılması gereken adımları da özetliyor:
1) Nedeni Anlamak: Sağlık Analizleri Kilo sorunu, çoğu zaman görünenden karmaşıktır. Kan değerleri, hormon profili, metabolizma hızı, uyku düzeni ve stres düzeyi gibi faktörler değerlendirilmeden yapılan hızlı kilo verme denemeleri, vücudun dengesini bozabilir.
2) Kişiye Özel Bilimsel Beslenme Planı
Her bireyin metabolizması farklıdır; bu nedenle sosyal medyada popüler olan tek tip diyetler veya hızlı kilo verme ürünleri kalıcı ve sağlıklı sonuç vermez. Sağlığı koruyan ve sürdürülebilir kilo kaybını destekleyen en etkili yöntem, diyetisyen eşliğinde, kişinin ihtiyaçlarına ve yaşam tarzına göre hazırlanmış kişiye özel beslenme programlarıdır
3) Yaşam Alışkanlıklarını Düzenlemek
Kalıcı değişimin anahtarı yaşam alışkanlıklarımızdadır. Düzenli fiziksel aktivite, stres yönetimi, kaliteli uyku ve dengeli beslenme alışkanlığı, hızlı zayıflatan ürünlerden daha güçlü bir etkiye sahiptir.
Uzm. Diyetisyen Esra Öztürk; “Kilo vermede asıl amaç, tartıdaki rakamı hızla düşürmek değil, vücudun sağlığını destekleyen bir düzen kurmaktır. Hızlı kilo verdiren yöntemler bırakıldığında kilonun geri dönmesi şaşırtıcı değildir. Kalıcı olan ise kişinin yaşam alışkanlıklarını metabolizmasına uygun şekilde düzenlemesidir,” diyor. Çakmak Erdem Hastanesi’nde görev yapan Uzm. Diyetisyen Esra Öztürk, riskli ve geçici çözüm sunan yöntemler yerine doğru analiz, bilimsel yaklaşım ve kişiye özel bir planla yaşam alışkanlıklarının düzenlenmesi ile kalıcı kilo kontrolünün mümkün olacağını vurguluyor.