Pendik’te yaşayan 40 yaşındaki Erdal Kurt, doğuştan %96 bedensel engelli. Hayat, onu daha çocuk yaşlarda sınamaya başladı. Babasını küçük yaşta kaybetti. Annesi Ayşe Kurt ve böbrek hastası kardeşiyle yıllardır mütevazı bir hayat mücadelesi veriyor. Erdal, sadece kendi yaşamı için değil, hasta kardeşi ve yaşlı annesi için de ayakta durmaya çalışıyor.
Yaklaşık 10 yıldır Pendik Marmara Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nin önünde simit satarak geçimini sağlamaya çalışan Erdal, her sabah annesinin yardımıyla engelli aracına biniyor ve umutla hastane yolunu tutuyor. Onun umudu, alın teriyle kimseye yük olmadan yaşamını sürdürebilmek.
2018 yılında İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) tarafından kendisine verilen simit tezgâhıyla işine başlayan Erdal’ın sevinci uzun sürmedi. Bir süre sonra zabıta ekipleri geldi, “Fotoğraf çekeceğiz” diyerek tezgâhını kaldırdı. O günden sonra simit tezgâhını yerine koymasına izin verilmedi. Aradan yıllar geçti. Erdal, sayısız kez İBB yetkililerine başvurdu. Ama her seferinde yüzüne kapanan kapılar ve duyulmayan çığlıklarla karşılaştı.
Son olarak kısa bir süre önce, Anadolu Yakası C Bölgesi zabıta ekipleri Erdal’ın engelli aracında su satmasına da izin vermedi. Tezgâhına el koydular. Engelli bir vatandaşın elindeki tek geçim kaynağını da aldılar.
Erdal isyan ediyor:
“Engelliyim, ne iş yapacağım? Önce simit tezgâhımı, şimdi de su satmamı engellediniz. Ben sadece adalet istiyorum. Belediyeye kira ve vergi ödemek istiyorum. Bana yardımcı olun. Söz verdiğiniz gibi destek olun.”
Erdal’ın bu feryadı sadece kendi için değil, binlerce engelli birey için de bir haykırıştır. Yasal izinleri almak, kayıt altına girmek, vergisini vermek istiyor. Sosyal yardımla değil, emeğiyle ayakta kalmak istiyor. Ama bürokrasi ve ilgisizlik ona “Bu şehirde senin yerin yok” diyor.Erdal Kurt’un hayat mücadelesi, bu toplumun vicdan testidir.
Kamu kurumları, yerel yönetimler, sosyal destek birimleri ve İBB’ye açık çağrımızdır:
Erdal’a hak ettiği desteği verin. Onun çalışma hakkına saygı gösterin. Hayata tutunmaya çalışan bir engelli bireyin önüne set değil, yol açın.
Toplum olarak engelli bireylerin önünde engel değil, güç olmalıyız. Erdal’ın sesine kulak veren bir yetkili çıkacak mı?
Zaman gösterecek. Ama unutmayın:
Erdal yalnız değil. Biz buradayız. Onun sesi olmaya, hakkını aramaya devam edeceğiz.