Şahin, "Organ çetesi, bahis çetesi, uyuşturucu çetesi derken şimdi de karşımıza yeni doğan çetesi çıktı. Maalesef bu çeteler devlete meydan okuyacak bir güce erişmiş durumda" ifadelerini kullandı
Gelecek-Saadet Grubu İstanbul Milletvekili ve Grup Başkanvekili İsa Mesih Şahin ile Bursa Milletvekili Dr. Cemalettin Kani Torun, bebek acil hastalarının özel hastanelerin yenidoğan ünitelerine yönlendirilerek ölümlerine neden olan ve haksız kazanç sağlayan "Yenidoğan Çetesi" hakkında Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) basın toplantısı düzenledi. Milletvekilleri, sağlık sektöründeki bu skandalı tüm boyutlarıyla ele alarak devlet kurumlarının denetim eksikliklerini eleştirdi ve kamuoyuna çağrıda bulundu.
İSA MESİH ŞAHİN: "HER SEKTÖRDE BİR ÇETE VAR, BU DÜZEN KAMU DÜZENİNİ TEHDİT EDİYOR"
Toplantıda konuşan İsa Mesih Şahin organize suç örgütlerinin artışının, kamu düzeninin çöküşüne işaret ettiğini söyledi. Şahin, "Organ çetesi, bahis çetesi, uyuşturucu çetesi derken şimdi de karşımıza yeni doğan çetesi çıktı. Maalesef bu çeteler devlete meydan okuyacak bir güce erişmiş durumda" ifadelerini kullandı. Sağlık sektöründeki bu olayın, masum bir bebeğin hayatını kurtarma umuduyla hastaneye başvuran ailelerin trajedisiyle sonuçlandığını vurgulayan Şahin, sözlerine şöyle devam etti: “Bir aile çocuğunu kurtarmak için hastaneye gidiyor, ancak çocuğu üzerinden tehdit ediliyor ve haksız bir sistemin kurbanı oluyor. Sonrasında çete üyeleri arasında dalga geçilen yazışmalar ortaya çıkıyor. İnsanlığınızı ne ara kaybettiniz diye soruyoruz. Ama asıl soru şu: Vatandaş bu durumda devlete nasıl güvenecek?”
Şahin, konunun sadece birkaç hastaneyle sınırlı olmadığını belirterek, 2016’daki inceleme raporunun yeniden açılmasını ve soruşturmanın derinleştirilmesini talep etti: “Bugün sanık sandalyesinde oturan bazı doktorlar, 2016’daki soruşturma raporunda şüpheli olarak yer alan kişiler. Bu dosya kimler tarafından, nasıl kapatıldı? 2016’dan bu yana geçen süreçte hangi ihmaller yaşandı? Bu soruların cevabı TBMM Araştırma Komisyonu ile aranmalıdır.”
KANİ TORUN: "BU VAHİM OLAY BİR HEKİM VE BABA OLARAK BENİ DEHŞETE DÜŞÜRDÜ"
Toplantıda söz alan Dr. Torun, bir hekim ve 40 yıllık meslek mensubu olarak olayı duyduğunda büyük bir şok yaşadığını belirtti. "Tıpta birinci kural zarar vermemektir. Ancak bu olayda, sağlık çalışanlarının, sadece zarar vermekle kalmayıp maddi menfaat sağladığı bir tabloyla karşı karşıyayız. Bu, meslek onuru açısından kabul edilemez" dedi. Torun, skandalın köklerinin çok daha derinlere uzandığını ifade ederek, sürecin aslında 2016 yılında dönemin Başbakanı Ahmet Davutoğlu’na ulaşan bir ihbar mektubuyla gündeme geldiğini söyledi: “2016’da hazırlanan inceleme raporunda, bazı özel hastanelerde bebeklerin gereksiz yere yoğun bakım ünitelerinde tutulduğu, hastanelerin SGK’ya yüksek faturalar kestiği ve tıbbi bulgularla uyuşmayan tedavilerin uygulandığı tespit edildi. Ancak bu raporun ardından başlatılan soruşturma Davutoğlu’nun görevden ayrılmasıyla birlikte kapatıldı.”
Torun ayrıca, 2016 Mayıs ayının Türkiye siyaseti için bir dönüm noktası olduğuna dikkat çekti: “Davutoğlu’nun istifasıyla birlikte sadece bu soruşturma değil, siyasi ahlak yasası, imar rantlarının vergilendirilmesi gibi birçok önemli reform da akamete uğradı. Antidemokratik uygulamalar olağan hale getirildi. Eğer o dönemde bu süreç tamamlanabilseydi, bugün bu tür olaylarla karşılaşmayabilirdik.”
"SAĞLIKLI ELLER OPERASYONU" ÇAĞRISI
Her iki milletvekili de bu olayın, sağlık sektöründe yolsuzluklarla mücadele için bir milat olması gerektiğini ifade etti. Şahin, İtalya’daki "Temiz Eller Operasyonu"na atıfta bulunarak, benzer bir girişimin Türkiye sağlık sektöründe başlatılması gerektiğini vurguladı: “Bu dava bir başlangıç olsun. Sağlık sektöründe ‘Sağlıklı Eller Operasyonu’nu başlatalım. İnsanımızın güvenli ve onurlu bir şekilde sağlık hizmeti alabileceği bir düzeni hep birlikte inşa edelim.”
KANİ TORUN: "ÖZELLEŞTİRME KONTROLSÜZ OLURSA YOLSUZLUK KAÇINILMAZDIR"
Torun, sağlık sektöründeki özelleştirme politikalarının yeterince denetlenmediğini belirterek, bu durumun sistematik yolsuzluklara yol açtığını dile getirdi: “Sağlıkta dönüşüm adı altında başlatılan özelleştirme sürecinde, devletin özel hastanelere aktardığı kaynaklar, maalesef usulsüz bir şekilde kullanılıyor. Bu skandal, buzdağının sadece görünen yüzü olabilir. Daha derin yolsuzluklar araştırılmalı ve kapsamlı önlemler alınmalıdır.”Toplantı, milletvekillerinin, hem TBMM’de hem de hukuk nezdinde konunun takipçisi olacaklarına dair kararlılıklarını vurgulamalarıyla sona erdi. Torun ve Şahin, bu tür skandalların bir daha yaşanmaması için sistematik reformların gerekliliğine dikkat çekerek, hükümete denetim mekanizmalarını güçlendirme çağrısında bulundu.