Kentsel dönüşümle birlikte yenilenen şehirlerde çevre dostu ve sürdürülebilir yapıların önemi giderek artıyor. Ancak yeşil binaların önündeki en büyük engel, maliyet konusundaki yanlış algı! Peki, bu algı nereden geliyor.
Kentsel dönüşümle birlikte yenilenen şehirlerde çevre dostu ve sürdürülebilir yapıların önemi giderek artıyor. Ancak yeşil binaların önündeki en büyük engel, maliyet konusundaki yanlış algı! Peki, bu algı nereden geliyor ve gerçekler neler?
Yeşil Dönüşüm Gereklilik mi, Lüks mü?
Türkiye’nin en önde gelen sürdürülebilirlik yönetim şirketlerinden Altensis’in Yönetici Ortağı Dr. Emre Ilıcalı, “Yeşil binalar ek maliyet değil, sürdürülebilir bir yatırım anlamına geliyor.” diyerek, aslında bu konunun artık bir seçenek değil zorunluluk olduğunun altını çiziyor. Özellikle deprem riskine karşı dönüşümün hız kazandığı şu günlerde, enerji verimli yapıların inşası kaçınılmaz görünüyor.
Yanıltıcı Rakamlar Yatırımcıları Korkutuyor
Yeşil bina kriterlerine uyum sağlamak için ekstra maliyet gerektiği yönünde yayılan bilgiler, birçok yatırımcıyı tedirgin ediyor. Dr. Ilıcalı, bu algının bilinçli olarak yaratıldığını ve aslında doğru olmadığını belirtiyor: “Günümüz teknolojileri sayesinde inşaat sektöründe kullanılan malzeme ve ekipmanlar zaten yeşil bina standartlarını karşılıyor.”
Yeşil Binalar Uzun Vadede Tasarruf Sağlıyor
Gri su kullanımı, yağmur suyu geri kazanımı, yüksek performanslı ısı izolasyonu gibi uygulamalarla uzun vadede ciddi tasarruf sağlanabileceğini belirten Dr. Ilıcalı, “Geleceğin şehirleri akıllı ve sürdürülebilir olmak zorunda” diyor. Yani kısa vadede maliyet olarak görülen bu uygulamalar, aslında uzun vadede hem cebe hem de çevreye katkı sağlıyor.
Gerçek Engeller ve Çözümler
Asıl sorunun maliyet değil, bilgilendirme eksikliği ve yanlış algılar olduğunun altını çizen Ilıcalı, yerel yönetimlerden özel sektöre kadar tüm paydaşların elini taşın altına koyması gerektiğini ifade ediyor.
Peki Şimdi Ne Olacak?
Kentsel dönüşümün sadece eski binaları yenilemekten ibaret olmadığını vurgulayan uzmanlar, gelecek nesiller için yaşanabilir, dayanıklı ve çevreci şehirlerin kurulması gerektiğini belirtiyor. Yeşil binalar, bu vizyonun en önemli parçalarından biri ve maliyet algısı bu dönüşümün önünde engel olmaktan çıkarılmalı!
Bu süreçte toplumsal farkındalık yaratmak ve doğru bilgiyi yaymak, dönüşümün sürdürülebilir olmasına büyük katkı sağlayacak. Belki de en önemli soru şu: "Siz geleceğin şehrinde yaşamak istemez misiniz?"